Cam, Türkiye'de sanat denilince hemen akla gelen bir malzeme değil. Oysa benim yıllarca yaşadığım ve çalıştığım İsveç'te ve diğer birçok ülkede değer verilen bir sanat malzemesi. Cam ile çalışmanın pek çok zorluğu var, kaprisli bir malzeme ama; cam aynı zamanda üç boyutluluğa getirdiği çok farklı olanakları ile, saydamlığı sayesinde renk ve form kombinasyonlarına tanıdığı farklılaşma ile çalışmayı çok zevkli kılan ve ruhu olan bir malzeme. İşte ben de yaptığım çalışmalarda bu ruhu ortaya çıkarmaya çalışıyorum.
Bu web sayfasında çalışmalarımdan örnekler görebilirsiniz. Eğer hayallerimle ve tutkuyla ortaya çıkardığım çalışmalarımla yakından tanışmak isterseniz, sizleri Galatasaray'daki stüdyoma beklerim.
Uzun yıllar boyunca İsveç ve Türkiye'de çeşitli üst düzey yöneticilik görevlerinde bulunduktan sonra, Sırça Fanus ekibine katılarak mine ve cam sanatı konusunda çalışmalar yapmaya başladım. Zaman içerisinde camı fırınlarda şekillendirme konusunda Türk ve uluslarası çok değerli sanatçılarla tüm teknikleri kapsayan atölye çalışmaları yaptım. Ocak 2014'te dünyaca ünlü sanatçı Bertil Vallien'in atölye çalışmasına katılarak, sanatsal cam çalışmaları için çok özgün bir teknik olan kuma döküm tekniği konusunda deneyim kazanma imkanı buldum..
Çalışmalarıma kendi atölyemi açarak devam etmeye karar verdiğimde; atölyemin adının ‘Studio Volcano’ olması da çok doğal olarak ortaya çıktı. Ben cam ile tanıştıktan sonra adeta bir volkan patlaması yaşadım. Ve bir de tabii camın doğal halinin sadece volkanik aktiviteler sonucunda oluştuğu göz önüne alındığında, atölyemin adının başka bir şey olması söz konusu olamazdı sanırım...